Herşeye hayal kurarak başlar insan uzaktır ya ihtimal nasılsa söylenir söylenecek herşey ve söylediğin herşey senin için imkansız olsa bile bir beklenti oluşturur artık. Kendin bile inanmaya başlarsın yavaş yavaş ve sonunda onun gerçekten olacağına inanırsın. Sonra zamanı gelir hayalin ve bir de bakarsın ki şimdi gerçekten birşeyler yapmak gerek hayal kurarken olduğu gibi sadece sözler yetmez olur. Ve bir güzel başlarsın hayallerinin ucundan tutup kendine çekmeye. Sonra ne mi olur en güzel olanı gerçekleşmiş olanıdır ya da en kötüsü gerçekleşmeyerek içinde ukde kalmasıdır. Olmayınca sadece sözlerle devam edersin yani yine birşeyler yapmana gerek yoktur. Ama ne zaman lafı açılsa içine bir sızı saplanır her ne kadar kabullenmiş olsanda. Ve en güzel ihtimal vardır bir de ortada o da hayalin gerçekleşmesidir. Yani ucundan tutup çekmeye başladığın hayali artık kucaklamışsındır sıcaklığını bilmeden. Zaman akıp geçtikçe hayalin içinde birşeyler değişmeye başlar. Önceleri havada olan ayağın yere basmaya başlar ve düşündürür seni artık-sözleri bırakıp yaptığım onca şey bunun için miydi? Diye.İşte böyle bir hayal üniversite. Adı da var ya beklenti nasılda yüksek oluyor ama zamanla sana eğitim veren insanların sana eğitim verecek kapasitede olmadığı veya o kurumu ait olamayacak olduğunu farkedersin. Ya çocukça davranırlar egolarını tatmin edebilmek için ki size saygıları yoktur ama sürekli saygıdan bahsederler ya nasıl oraya geldiğini gerçekten kendisi bile bilmiyordur ama oradadır ya da konu başığı değişsede konunun içeriği değişmeyen hocalar vardır. Sonra acaba şu üniversite nasıl bu üniversite nasıl diye başlarsın ama aslında hepsi aynıdır. Çünkü bilgi çağı içinde cehalletle yaşayan bir toplumuz..
90'lar Bir Kez Daha Eksildi - Harun Kolçak
7 yıl önce